Bazen farklı bir yerdesin sanırsın
Senin fark ettiğinin diğerleri de, diğeri de farkında sanırsın
Onca yoldaşlıktan gayrı yol aldın sanırsın
Aslında kendi illüzyonunda kendini kandırırsın;
O illüzyonda kalır kaldıkça da kanırtırsın
Ne üç ay, ne üç yıl, ne üç otuz yıl biter sonuç değişmez
Sen kürek çeker, sen terler ama sen yol alamazsın
İlk işarettir burada belirleyici olan aslında
Sense; körsün, sağırsın
Görürsün işaretleri lakin zihnin susmaz, bırak görme der;
Sen bütününe bakma der, sana şu an lazım olanla yetin orda bir ufak ferahla sana iyi gelecek bak der...
Onda birini al dokuzunu görmezden gel
Sonra telafiye ayır kalan vakti der
Kalan vakit…. belki kalan ömür
Etmeeee
Yapmaaa
Sen ilk seni dinle
İdare etme
İnsansın, gönülsün, ruhsun
Her biri eşsiz değerli ruhlar
Önce kendi değerini ölçmediğinde;
Karşı tarafın değeri ile terazisinin ayarı bozulan ruhlar...
O zaman da ha babam de babam üç gram ekle benden, yetmedi beş kilo al benden, olmadı al beni benden...
Etmeeee
Yapmaaa
Önce kendi cinsine bak
Meyveysen meyve tezgahında ol
Topraksan dağda tepede
Yapraksan ağaçta
Denizsen okyanusta ol
Kendi fıtratını bilmeden; ona vereceğim
Benden çok seni seveceğim
Sevdikçe alacağım illüzyonunu aş
Evet sevdikçe alacaksın doğru
Ama sen seni sevdikçe alacaksın
Önce seni...
Senin bahçeni bulacaksın ki dağda kuruyup kalma
Senin toprağını bileceksin ki
Okyanusta selde boğulma
Kendi lezzetine varacaksın ki
Olgunlaşmadan kendini daldan yere atma
Etmeeee
Yapmaaa
Canana giderken önce canı görmeyi unutmaaa
Verme; daha almamışken
Terazinin ayarını kendi bilincin üstünden yap
Yap ki diğer değerlere karşı yerini bilesin
Kim ne bilsin senin değerini, sen bildirmezsen onlara ederini
Kendi ederini sen bilirsin
Bekleme kimseden
Etmeeee
Yapmaaa
Anlarlar bilirler diye aldanmaaa
O vakit az gidersin uz gidersin dere tepe düz gidersin
Bir de dönüp balkınca gör ki ancak bir arpa boyu yol gidersin
Üç ay, üç yıl, üç otuz yıl gidersin
Ömür biter sen beklersin
Geçtim sandığın yollara kanma
Etmeeee
Yapmaaa
Aldanmaa