Güftekar “Feryadi” ne de güzel yazmış ,bestelemiş; sonrasında da eklemiş:
“çekemem bu derdi de yavrum, bölek seninle”
Dertler, kederler bölününce yani paylaşınca azalır
Sevinçler ve mutluluklarsa paylaştıkça çoğalır, bereketlenir, artar…. Aşk artar, bilgi artar
Mevlam ne muazzam bir sistem yaratmış; acı olan paylaştıkça azalıp teselli bulurken,
Sevinç paylaştıkça coşkuya dönüşüyor.
Yalnızım ben yalnızım diyenler;
Siz de bir kuşla paylaşın ekmeğinizi, bir çiçekle paylaşın suyunuzu, bir ağaca dayanın yorgunluğunuzu paylaşın, çimenlerle çocuk ruhunuzu, rüzgarla ruhunuzun teleşını…
Paylaşacak bir şeyim yok diyenler; gülüşünüzü paylaşın, tebessüm edin dostla yarenle
Selamınızı paylaşın ahaliyle
Sözünüzü paylaşın akıllıca
Bilginizi paylaşın bilgece
Zanaatinizi paylaşın ustaca
Sanatınızı paylaşın hayallerinize güvenip
Tutkunuzu paylaşın cesurca
Tıpkı; ağacın meyvelerini,
Gökyüzünün maviliğini,
Denizin sularını,
Toprağın cömertliğini paylaştığı gibi.
Yaradanın tüm muazzam eserlerini bizlere bahşetmesi gibi; gün batımı gibi, mehtap gibi, yakamoz gibi, bulutlar, meyveler, çiçekler, dalgalar, başı dumanlı dağlar, yıldızlar, gezegenler, kuşlar gibi…
Paylaşın siz de
Ne çıkar ki ?
Ne eksilir sizden ?
Ne kaybettirir kime ?
Aksine
Arttırır.
Toplattırır.
Kazandırır hepimize…
Kazan “sen”sindir, kazanan “o”dur, kazanan “ben”imdir
Bi düşün istersen
Bir de böyle gör dilersen
Ben; sen
Sen; ben
Bizi “bir” görsen
Biri “bir” bilsen
Ne çıkar paylaşıversen…
Paylaşmanın dayanılmaz hafifliğine ithafen…