Ne kadar seviyorsun beni ?
Senin sevdiğin kadar.
Peki ne kadar özledin ?
Özlediğin kadar.
Aklın nerede şimdi ?
Seninkinin olduğu yerde.
Kırgın mısın bana?
Senin kırgınlığın kadar.
Öfkeli misin peki ?
Neyse senin öfken o kadar işte.
Kandırıyor musun hiç ?
Kandırdığın kadar.
Sahte misin gerçek mi?
Sahte olduğun kadar sahte; gerçekliğin kadar gerçek.
Gelir misin?
Geldiğin kadar.
Gittin mi hiç?
Gittiklerin gibi gittim.
Kalır mısın benimle?
Kalacağın kadar kalırım.
Neremdesin benim?
Nerendeysem orda.
Hepsine hepsiyse ;
Yalancı kim?
Dürüst var mı?
Herkes mi ?
Denge mi var?
Korku mu?
Sorumluluk mu yok?
Sorumsuzluk mu var?
“Kim”, bu kadar ki?
Ya da hangimiz ne kadar ?
Peki…..
Ne kadar olduğu mu ?
Bu kadar olan mı ?
Olanı mı ?
Olmayanı mı ?
Olan mı görülesidir ?
Olmayan mı ?
Olan o an mıdır ?
Olduysa bir kez; “o” hep midir ?
“Hep”, kimin hepidir ?
“Kim” senin kimindir ?
“Hangi kimseysen”, o sensin?
Sende olan, senin kimin ?
Senin “Kim”in varsa diğerleri kim ?
Diğerleri varken, sen de birilerinin diğeriysen;
Hep bir diğerisin…
Diğeri de hep birsinin “Kim”i…
Eş mi ?
Eşit mi ?
Sancı hep sancı mı ?
Bütününde eksik olan kim ?
Bütünün, bir “kim” de mi ?
“Kim” senin bir bütünün mü ?
Bütün birisinin mi ?
Kimsin ?
Onu bil…
Kimsen,
Onu bul.
………………….
Kandırıyor musun hiç ?
Senin kandırdığın kadar.
Sahte misin gerçek mi ?
Sahte olduğun kadar sahte gerçekliğin kadar gerçek.
Yalancı kim ?
Dürüst var mı ?
…………………
Dön başa
Dön ortaya
Dön sona
Dön sonsuza
Ademle
Havvaya
………….
Adem oğlu
Havva kızına
……….
Kandırıyor musun hiç ?
Senin kandırdığın kadar …