sen nerdesiiin, bennn neerde....
söylersin söylersin söylersin...dinleyenim anlar dersin.
dinleyenim dinliyordur mutlak dersin...
istemezse dinlemez dersin.
dinliyorsa istiyor sanırsın... sandığını doğru bilir, bildiğine de inanırsın...
öyle akar gider işte.
halbuki zincirin ilk halkasında koptuysa tüm var saydıkların; sonu da sanığın gibi değildir en doğalıyla.
oysa sen; dedin...
sen; aktın.
heyecan yaptın.
alevlendin, tutuştun, yandın.
kendin sordun sorulmasını beklediğini, kendin verdin cevabını. yorumunu da ekledin altına.... veee
nihayet soluklandığında, işte o ilk ufak sessizlikte,
beklediğin cümle beklediğin sözcük yok!
yok hecesi bile .... hani?
ama konuştun sen onca?
????????????????????
.......................................
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
o zaman dur!... arada dur!... bil, durmayı da bil!...
akarken de durabileceğini....dursan sa akabileceğini idrak et!
et ki; deme sonra " ben nerdeyiim, senn nerde?
dedirtmesin hayat
dedirtmesin sesler
sesleer, yüzleer, sokaklaar...
acımasın kulağın... acımasın yüreğin.. dökülmesin yaprakların.
sen dur!
en akarken bile dur...çok değil az....
anlamana yetecek kadar sazz.
senle senin arandaki kadar mesafede
müsade et "an"ına.
et ki bilesin ol"anı" ve olacak ol"an"ı...
o zaman yaşarsın anını. o zaman koşmazsın ötesine...
ve demezsin hiç: sennn nerdesiiin bennnn nerdeee